Efenim dün ba$ladığım $u haftasonu yazısını yazayım dedim, malum heyecandan eksik kalmı$tı :))
İnsanlar haftasonlarını dilenmek, huzura kavu$mak gibi etkinliklere ayırırken, bizim neden ısrarla kendimizi yorma gibi bir çabamız olduğunu anlayabilmi$ değilim.. Gerçekten yoruluyoruz, sonra hafta içi bu yorgunluğu atmaya çalı$ıyoruz pek tabii :)
Efenim ak$am kuzenden gelen bir telefon ile apar topar gittim.. Bi baktım, Rakı var.. Allah dedim, insan haber verir önceden de bütün gün psikolojimi hazırlarım :) Oturuyoruz, efenim.. Mis gibi İncesaz ( Birileri dokunmu$tu buna.. Neyse :) ) çalıyor, Dilek Türkan mükemmel sesiyle e$lik ediyor yudum yudum boğazımdan inen Rakı'ya..
Dedim, kuzen çık $u masada bi oyna bakem, kırmadı sağolsun :)
Hadi onu çağıralım, buda gelsin derken baya bir kalabalık olduk.. Etrafta kimseler yok, ev olmu$ tam bir meyhane :) Hele bir de gecenin bir köründe 4 ayya$ dı$arı çıkarsa.. Pehh, hala bir yerlerde kamera görüntülerimiz olabilir, Polis gelip " O gece için bizimle merkeze kadar geleceksiniz " diyecek diye dü$ünüp duruyoruz :)
Yenge'nin elimize bıçakları tutu$turup " Hadi Kuyuba$ı'na! " demesi, ertesi gün yapılan geyikler, belli bir konu! üzerine dibe vurdurur cinsten sohbetler!, masada yapılan bir yarı$ma sonucu ağızdan çıkan cümleler.. Güzeldi be :)
Ben dedim o kadar geyiğin sonu iyi değil!