Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. ! Ben e$$eğim.. !

edit post





Bilmiyorum, kimin blogunda okuduğumu hatırlamıyorum ama kısa bir zaman önceydi.. Ki$isel ego ve duygusal bağımlılıklar ile alakalıydı..

Bu konuda biraz fazla takıntılı bir insanım.. Takıntı diyorum, olumsuz değil pek tabii okuduğum kitaplardan öğrendiğim kadarıyla, azami düzeyde hayatıma yansıtmaya çalı$ıyorum bu durumu.. İ$te bundandır ki insanların Pollyanna, Rahat İnsan, Tepkisiz olarak yakı$tırmalar yapıyorlar.. Aslında durum biraz daha farklı, kendime bu bakı$ açısı ile baktığımda biraz dengesiz olduğumu görüyorum nedense.

Mesela,

Olan herhangi bir olayda.. Ama öyle bir olay ki, kimse söyleseniz " Ahh, benim ba$ıma gelecek asarım, keserim " diyebileceği türden. Bunun kar$ısında çok sakin davranabiliyorum, en azından en ba$ında, mantıklı dü$ünmeme yetecek kadar. Fakat, gel gör ki bunun kadar derin olmayan, aksine çok basit ve kesin kurallar içerisinde geli$en bir olaya saçma sapan tepkiler içerisinde bulunabiliyorum.. Geçen günlerde sevgili yanımdayken, bir bar çıkı$ında bildiğiniz tekme tokat kavga ettim. Sevgilimin yanında, zarar görmesini istediğim en son ki$i ordayken :/ Bu kadar basit $eyleri bile dü$ünemiyorum bazen.

Böyle bir dengesizlik... Bazen de inanılmaz güzel tespitler yaparak kendimi $ımartıyorum..

Nasıl mı ? Ondan önce ufak bir açıklama getirmekte fayda var.. $u Ego ve Duygusal Bağımlılıklar konusunda.

Freud $öyle demi$ Ego için; " Ego, $ahlanmı$ bir at üzerinde ki $övalye gibidir. ID ile Süperegonun isteklerini yatı$tırmaya çalı$an bir hakem belki de.. " Doğruyu söylemek gerekirse $u a$amada hakemlik rolü hiç ilgilendirmiyor beni. $övalye olan daha bir mantıklı geliyor ki çünkü tam olarak açıklamasının, insan içerisinde bulunan hayvanın(!) dı$arı çıkması olarak adlandırıyorum ben. Kesinlikle tatmin edilerek tedavi olması gereken yaradır bence.

Eğer bir insanın, sizin üzerinizden egolarını tatmin etmeye çalı$tığını hissederseniz izin verin biraz. Çünkü her insanın buna ihtiyacı var, onun da.. Ve kesinlikle sizinde ! ( Pek tabii ki bu noktada belli bir yere kadar, taviz vermeye ba$ladığınızda da asla paçanızı kurtaramayabilirsiniz.. )

Daha sonra bu Ego'nun çocukları geliyor.. Duygusal Bağımlılıklarımız...

İlgi bağımlılığı, Sevgi bağımlılığı ve Güç bağımlılığı..

Her insanın, ama her insanın ki bu çocuğunuz, anneniz, sevgiliniz, abiniz, arkada$ınız olabilir bu bağımlılıklara sahip olduğunu ve belli oranlarda doyurulmaları gerektiğini bilin. Ve daha sonra davranı$larını bu üç gruba göre sınıflandırmaya çalı$ın.. Aslında bundan çok kendi hareketlerinizi bu üç grup içerisinde çerçeveleyerek insanlara ula$mayı deneyin..

Örnek vermek gerekirse;

İlgi bağımlılığı.. Erkek/Kız arkada$ınız inanılmaz $ımarıyor diyelim. Sürekli sizden bir$eyler bekliyor.. Genelde tepkimiz pek ho$ olmaz değil mi bu duruma ? Peki ya o insanın buna ihtiyacı var ise? Ve yarın bir gün aynı $eyi sizin ya$amayacağınız ne malum ? Belli bir sınıra kadar pek tabii.

Güç bağımlılığı.. Elinizde paranız var ve bunu kullanmak istiyorsunuz. Ya da $öyle diyelim, mağazadan bir ürün aldığınızı farzedelim, daha sonra ürün ile bir sorun ya$ıyorsunuz ve deği$tirmek için tekrar mağazaya gidiyorsunuz.. En ufak bir $eyde sinirlenebiliyor ve tepki gösterebiliyorsunuz.. Neden peki? Çünkü elinizde paranın gücü var ve siz bunu kullanma ihtiyacı hissediyorsunuz.. Ve haklısınız da, kesinlikle ihtiyacınız var..


Sonuç olarak ben, bunlar sayesinde Pollyanna olmak ile suçlanıyorum(!). Ha nedir, mutluyum ve huzurluyum bu halimle. Kar$ımda bir insan bir$ey dediğinde ya da bir hareket yaptığında ilk önce dü$ünürüm neden yapmı$ olabilir diye. Kendini tatmin etmek içinse izin veririm, evet veririm.. Belli bir sınıra kadar. İhtiyacı vardır ve bu bir gerekliliktir. Sizlere de tavsiye ederim :)

Yeterki o insan benim üzerimden prim yapmaya ya da ben taviz verdikçe üstüme çıkmaya çalı$masın :)

edit post


Merhabalar Herkese !

Biliyorum arayı çok uzattım ama fazlasıyla(!) hızlı ya$ıyorum bu aralar.. Çok değerli popom bir türlü yer yüzü görmedi.. Ha $ikayetçi miyim? Hayır pek tabii ki :) En azından bundan sonra buralarda olmak için azami özen göstereceğimi söyleyebilirim.. Gitmemi$tim zaten, dolayısı ile dönmek gibi bir$ey de yok :)

Efenim, vakt-i zamanında Tuğçe bana bir mim paslamı$tı... Zamanlama konusunda eskiden pek iyiydim ama i$te. :/ Unuttum sanabilir ama unutmadım, geç de olsa yazıyorum! Mim'in konusu kendini anlatmakmı$.

Aslında bir insanın kendini ne kadar objektif anlatabileceği konusunda biraz karamsarım, bakalım neler biliyormu$um kendi hakkımda :)

Öncelikle bildiğiniz gibi, adım Buğra.. Adımı çok seviyorum, her ne kadar manası " Di$i Deve Yavrusu " olsada.. Eskiden çok dalga geçtiler, bunun bende açtığı derin yaralar için çocukluğuma inmek gerek, zira nerede bir deve görsem ağlamaya ba$lıyordum :) Artık geçti tabii ..

Eski$ehir Anadolu Üniversitesi'nde Turizm ve Otel İ$letmeciliği okuyorum. Mesleğimi gerçekten çok seviyorum.. Yemekler ve içecekler ile uğra$mak, insanlara güzel $eyler sunmaya çalı$mak gerçekten çok ho$ bir duygu.

Mutfak ile ilgilenmeyi, her$eyden önce yemek yapmayı inanılmaz seviyorum. Kendimi ve etrafımdaki insanları ödüllendirmi$im gibi hissediyorum. Güney Akdeniz Mutfağı'na kar$ı özel bir ilgim var. Çok yakın bir zamanda spesiyallerimi de payla$mak istiyorum, bakalım :)

Yukarıda zamanlama konusunda bahsetmi$ken ; Sanırım ben yanlı$ zamanda dünyaya geldim. Her$eyim ile geçmi$e ait gibi hissediyorum kendimi. Örneğin, tatil anlayı$ım biraz farklıdır ya$ıtlarıma göre. Herkes gidip her$ey dahil bir tatil köyünde mükemmel bir tatil hayal ederken, ben doğa içinde yalnız kalabileceğim, kendi yemeğimi pi$irebileceğim, rakımı huzurla yudumlayabileceğim bir butik otelde, sade tatili hayal ederim. Ya$ıtlarım eğlenmek için gece kulüplerine giderken, ben meyhanenin birinde oturup farklı insanların farklı hikayelerini dinlediğimde eğlenirim..

Sonra..

Müzik.. 24 saatim müzik ile geçiyor. Evet, uyurken dahi müzik dinliyorum. Ve bunun beni inanılmaz bir $ekilde evcille$tirdiğine inanıyorum. Müzik alı$kanlığımda biraz farklı.. Öyle hareketli elektronik müzikler dinleyemem.. Eskiler olacak, klasikler.. Mutlaka ! Bessie Smith, Charles Aznavour, Shirley Bassey, Matt Monro.. Ah azizim, ne varsa eskilerde var :))

Ekstra bir durum olmadığı sürece kendimi dengesiz olarak adlandırabilirim sanırım. İnsanların inanılmaz tepkiler vereceği olayları büyük soğuk kanlılık ile kar$ılarken, hiç büyütülmeyecek gibi görünen bir olaydan dünya sava$ı çıkartabilirim.. Ki buradan detaycı olduğumu da farkedebilirsiniz.. Konu$madan önce, ağzımdan çıkan her kelimeyi özenle, dü$ünerek seçerim. " Aaa yanlı$ söyledim! " demekten de nefret ederim. Bir olay ya$anmı$sa, üstüne çok fazla dü$ünürüm.. Günlerce, hatta haftalarca kafama taktığım olmu$tur.

İnsanlar genellikle, burcumu sorduklarında " Evet, duygusallığından Aslan burcu olduğunu anlamı$tım. " derler.. Birilerine göre odun olsam da birilerine göre duygusalım sanırım.. En azından umuyorum :)

İnsanlar ile sohbet etmeyi çok severim.. Kolay kolay derin sohbetlere girmem ama girdiğim zamanda genelde inanılmaz keyifli olur.. Hele ki ortamda alkol var ise. Evet, alkol almayı da çok seviyorum. Özellikle Rakı içmek ayrı bir olay benim için. Her zaman içmem, ama eğer rakı içeceksem kendimi inanılmaz $ımartırım.. Zira Rakı'yı alkollü içecekler arasından uzun bir süre önce çıkardım. Yakla$ımlar genellikle " Alkolik misin sen ? " yönünde oluyor. Tek bir cevabım var o da, " Alkolün değil, alkol aldığımda ya$adıklarımın, dü$ündüklerimin bağımlısıyım.. "

Öyle kesinlikle olmazsa olmazlarım yoktur hiçbir zaman. Hayatta her$eyin olabileceğini, her$ey ile kar$ıla$abilineceğini ya$ayarak öğrendim. Bu konuda kendimi çok $anslı hissediyorum. Neymi$ ? " Tüm beklentilerden uzak olup, tüm geli$melere açık olacakmı$sın.. " :)) Olmazsa olmazlarımın olmamasına rağmen, asla yapmayacaklarımda vardır. Ve bu asla yapmayacaklarımı, bir gün yapma ihtimalimin olduğunu bilmek beni her zaman heyecanlandırmı$tır :)

İ$te böyle..

Benden bu kadar.. Yalnız $unu da belirtmek isterim ki, hakkımda.. İyi ya da kötü varsa bir$ey söylemek isteyen buyursun :)

Peki kime gidiyor bu mim ? Immm, bence Fery'e gitsin :)

edit post