Bilmiyorum, kimin blogunda okuduğumu hatırlamıyorum ama kısa bir zaman önceydi.. Ki$isel ego ve duygusal bağımlılıklar ile alakalıydı..
Bu konuda biraz fazla takıntılı bir insanım.. Takıntı diyorum, olumsuz değil pek tabii okuduğum kitaplardan öğrendiğim kadarıyla, azami düzeyde hayatıma yansıtmaya çalı$ıyorum bu durumu.. İ$te bundandır ki insanların Pollyanna, Rahat İnsan, Tepkisiz olarak yakı$tırmalar yapıyorlar.. Aslında durum biraz daha farklı, kendime bu bakı$ açısı ile baktığımda biraz dengesiz olduğumu görüyorum nedense.
Mesela,
Olan herhangi bir olayda.. Ama öyle bir olay ki, kimse söyleseniz " Ahh, benim ba$ıma gelecek asarım, keserim " diyebileceği türden. Bunun kar$ısında çok sakin davranabiliyorum, en azından en ba$ında, mantıklı dü$ünmeme yetecek kadar. Fakat, gel gör ki bunun kadar derin olmayan, aksine çok basit ve kesin kurallar içerisinde geli$en bir olaya saçma sapan tepkiler içerisinde bulunabiliyorum.. Geçen günlerde sevgili yanımdayken, bir bar çıkı$ında bildiğiniz tekme tokat kavga ettim. Sevgilimin yanında, zarar görmesini istediğim en son ki$i ordayken :/ Bu kadar basit $eyleri bile dü$ünemiyorum bazen.
Böyle bir dengesizlik... Bazen de inanılmaz güzel tespitler yaparak kendimi $ımartıyorum..
Nasıl mı ? Ondan önce ufak bir açıklama getirmekte fayda var.. $u Ego ve Duygusal Bağımlılıklar konusunda.
Freud $öyle demi$ Ego için; " Ego, $ahlanmı$ bir at üzerinde ki $övalye gibidir. ID ile Süperegonun isteklerini yatı$tırmaya çalı$an bir hakem belki de.. " Doğruyu söylemek gerekirse $u a$amada hakemlik rolü hiç ilgilendirmiyor beni. $övalye olan daha bir mantıklı geliyor ki çünkü tam olarak açıklamasının, insan içerisinde bulunan hayvanın(!) dı$arı çıkması olarak adlandırıyorum ben. Kesinlikle tatmin edilerek tedavi olması gereken yaradır bence.
Eğer bir insanın, sizin üzerinizden egolarını tatmin etmeye çalı$tığını hissederseniz izin verin biraz. Çünkü her insanın buna ihtiyacı var, onun da.. Ve kesinlikle sizinde ! ( Pek tabii ki bu noktada belli bir yere kadar, taviz vermeye ba$ladığınızda da asla paçanızı kurtaramayabilirsiniz.. )
Daha sonra bu Ego'nun çocukları geliyor.. Duygusal Bağımlılıklarımız...
İlgi bağımlılığı, Sevgi bağımlılığı ve Güç bağımlılığı..
Her insanın, ama her insanın ki bu çocuğunuz, anneniz, sevgiliniz, abiniz, arkada$ınız olabilir bu bağımlılıklara sahip olduğunu ve belli oranlarda doyurulmaları gerektiğini bilin. Ve daha sonra davranı$larını bu üç gruba göre sınıflandırmaya çalı$ın.. Aslında bundan çok kendi hareketlerinizi bu üç grup içerisinde çerçeveleyerek insanlara ula$mayı deneyin..
Örnek vermek gerekirse;
İlgi bağımlılığı.. Erkek/Kız arkada$ınız inanılmaz $ımarıyor diyelim. Sürekli sizden bir$eyler bekliyor.. Genelde tepkimiz pek ho$ olmaz değil mi bu duruma ? Peki ya o insanın buna ihtiyacı var ise? Ve yarın bir gün aynı $eyi sizin ya$amayacağınız ne malum ? Belli bir sınıra kadar pek tabii.
Güç bağımlılığı.. Elinizde paranız var ve bunu kullanmak istiyorsunuz. Ya da $öyle diyelim, mağazadan bir ürün aldığınızı farzedelim, daha sonra ürün ile bir sorun ya$ıyorsunuz ve deği$tirmek için tekrar mağazaya gidiyorsunuz.. En ufak bir $eyde sinirlenebiliyor ve tepki gösterebiliyorsunuz.. Neden peki? Çünkü elinizde paranın gücü var ve siz bunu kullanma ihtiyacı hissediyorsunuz.. Ve haklısınız da, kesinlikle ihtiyacınız var..
Sonuç olarak ben, bunlar sayesinde Pollyanna olmak ile suçlanıyorum(!). Ha nedir, mutluyum ve huzurluyum bu halimle. Kar$ımda bir insan bir$ey dediğinde ya da bir hareket yaptığında ilk önce dü$ünürüm neden yapmı$ olabilir diye. Kendini tatmin etmek içinse izin veririm, evet veririm.. Belli bir sınıra kadar. İhtiyacı vardır ve bu bir gerekliliktir. Sizlere de tavsiye ederim :)
Yeterki o insan benim üzerimden prim yapmaya ya da ben taviz verdikçe üstüme çıkmaya çalı$masın :)