Uzun zamandan beri daha dogrusu 3. defa okudum bir kitap var.. Birhayli iddiali bir isim " Gizli İkna Taktikleri.. " Okuyorum, okuyorum.. Alırken hiç du$unmediğim bir $ekilde mantıklı gelmeye ba$lıyor.. Bazı satır araları var, payla$mak istedim...

Çok iddiali ba$lıyor.. " Bu kitap sayfaları sık sık okunmaktan a$ınana bir kılavuz haline gelecek " ve arkasindan insanin yüzüne ister istemez tokat gibi yapı$an " Sahip olacağınız, olduğunuz, yapacağınız yada deneyimleyeceğiniz her$eye ba$ka insanlar aracılığı ile ula$acaksınız " diyor ve " İkna " kavramının ya$am üzerindeki yadsınamaz varlığını sergiliyor.

Kimi yerlerine katılmamak içten değil.. Mesela ;


İkna etmeye yada onayını almaya çalı$tığınız bir insana otorite olarak kabul ettiği bir insanin du$unceleri yada sözlerini aktardığınıza, etkisini goreceksiniz.. Gerçektende böyle olmuyormu...

Daha sonra i$ler varsa rakibinize doğru gidiyor.. " Rakibiniz hakkında bilgi edinirken, hedefinize kar$ı sergilediği son birkaç tutumu öğrenmeye çalı$ın ve kendinizi buna gore yönlendirin.. Zira eğer memnun olsaydi size gelmez yada size yönelmezlerdi.. İlginç değil mi ?

Evet, giderek biraz daha ilginç bir hal aliyor.. Kar$ı tarafı du$unun.. Titanic batmı$, borsa çökmü$ yada en sevdiği takım $ampiyonlugu kaçırmı$ olabilir. Sizin için ise, Titanic batmı$tır, borsa çökmü$tür ve en sevdiği takım $ampiyonluğu kaybetmi$tir.. Ve bunlar hedefinizin hırslanmasını sağlamı$tır.. Hepimiz biliyoruz ki insanı kamçılayan en büyük noktalardan biride " Hırs " olarak tabir edilen olgudur..


$imdilik çıkarabildiğim özet bu kadar, tekrar bir gözden geçirmem gerek sanırım..

Saygılar, Buyrun.. :)

Bug

edit post

Dün, yeni çıkan albumlere bakmak için MediaMarkt'a gitmi$tim.. Dolanıyordum ortalıklarda, ne var ne yok.. Bir muzik geldi kulagima, sesinden soyleyenlerin genç olduğu çok rahatlıkla anla$ılabiliyordu. Sesin geldiği yere gittim, buyuk bi Lcd televizyon önünde durduğumu hatırlıyorum en son..

Daha sonrasımı ?
Sadece izledim, izledim ve hayal ettim.. Fazlasıyla heyecanlanmı$tım ama neden ? Uzun zaman sonra A$k'ı gorebilmi$ olmam olabilirmi acaba? Ustelik sadece bir filmde..

İzlediğim sahneyi payla$iyorum, a$ağıda izleyebilirsiniz.. O kadar soyut $ey arasında bu kadar somut olması çok $a$ırttı beni.. Muziğin için her zaman bir rehber oluğuna inanmı$ımdır insan ruhu için, filmde soylediği gibi " Let the music be your guide "

Filmin adı " High School Musical 3 " , sahnenin adı " Can I Have This Dance? "

Take my hand, Take a breath, Call me close and Take one step


Gerçekten çok özendim.. Buyrun..



edit post

Evet, kesinlikle karar verdim nasil bir evde ya$amak istediğime.. Dün
Kelemek'in hayalindeki ev'i gördükten sonra çok özendim.. Bende biraz ara$tırdım ve buldum !

Çatısında oturmak, sonsuz sessizlik içinde huzur bulmak..





edit post

Çocuklugumdan beri buraya gelmek istedim.. Bilmiyordum o zamanlar sebebini, sadece istedim i$te.. Geldim de.. 4 senedir burada ya$ıyorum. 4 yıl, 48+ ay, bir o kadar gün ve bir o kadar saat, saniye.. Ya$anılan iyiler, ders çıkartılan tecrübeler. Hepsi güzeldi, güzel..

Ama çocuklğumdaki Eski$ehir'den cok farklı bir $ehir var $u anda kar$ımda.. Her$eyi ile hayranlık uyandıran, içinde olduğum halde özleyebildigim bir $ehir..

Taraftari bile bir ayrıdır Eski$ehir'in.. Kaç tane Büyük$ehir vardır ki, bir ucundan diğer ucuna yürüyerek çok rahatlıkla ula$abilesiniz? Yazın gelirseniz muhtemelen pi$ersiniz Eski$ehir serinletir sizi, kı$ın gelirseniz kesinlikle donarsınız, Eski$ehir ısıtır sizi.. Kaç $ehrin boyle yetileri vardır ki ?

Sonra, Adalar.. Aman allahım ne kadar büyük bir keyiftir ki porsuk çayı kenarında yürümek.. 10 senedir orda olan insanlar için geçerli bu soylediğim, gerçekten..

Öyle bir konumu vardır ki Türkiye haritasında, bütün yolların eninde sonunda ona, Eski$ehir'e çıkacağını sanırsınız.. Ki öyledirde yollar genellikle buraya çıkar.. Öyle bir yerdedir Eski$ehir.

Ben anlatamiyorum Eski$ehir'i .. Buyrun..

Bug

edit post

Yıllardır bayanlar, değerli inci kolye ve küpelerini takarak cemiyet hayatına karı$ırılar.. Aslında, o değerli maddenin oluşması için nasıl bir süreçten geçtiğini kimisi bilir, pek tabii kimisinide hiç ilgilendirmez.. Oysa istiridye mutlu mesut ya$arken birgün, kabuğundan içeri o kum tanesi kaçıvermi$tir.. Ve olay i$te boyle ba$lar..

Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su uzerinden akıp geçsin diye, kabuğunu açmı$tır.
Su içinden gecerken, solungaçlari ile yiyecek toplayıp midesine gönderiyor. Aniden,
yakınındaki bir balık, bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası yaratır.

Istiridye de kumdan nefret eder tabii.

Zira kum oylesine pürüzlüdür ki kabuğunun icine kaçarsa son derece rahatsız olabilir.. Istiridye derhal kabuğunu kapar ama artık çok geç kalmı$tır. Sert ve pürüzlü bir kum taneciği içeri girip, iç derisi ile kabuğun arasina yerle$mi$tir bile. O kum taneciği zamanla istiridyeyi öyle bir acıtır ki; karşılığında acısını biraz olsun hafifletmek için istiridye, sedefimsi bir salgı salgılamaya başlar. Kum taneciğinin yüzeyi bu salgı ile yavaş yavaş, katman katman, adeta ince bir işçilik ile kaplanır. Zamanla hayatın kendisine yaratmış olduğu bu stresten kurtulur istiridye, ama o hayat darbesinden bir güzellik, bir değer, bir olgunluk ve olmuşluk çıkıverir.

"İnci.. "

Kar$ı kar$ıya kalmak zorunda bırakıldığımız problemleri de bu inci tanesine benzettim bir an için.. Çoğu zaman bizleri rahatsız ederler, hatta i$in boyutu öyle yerlere gelirki $a$kınlıkla insan uzerindeki etkilerini gözlemleyebiliriz.. Asabile$tirmek.. Fakat ;
Birçoğumuz nedense olguların sebepleri yerine sonuçları ile ilgilenmemiz gerektiğinin farkına varamıyoruz.
Bir dü$ünsenize, kendi kendimize yakınmak yerine bu durumu dostumuz ile payla$manın verdiği hazzı .. İsteklerimizde daha kararlı, çevrenize daha yakın..

Bir dü$ünsenize, sizlerin o pürüzlü kum taneciği gibi olan karamsarlıkları, karma$ıklıkların üzerini kaplayabileceğinizi ?

Bir kli$e vardır, mutlaka biryerlerde duymu$sunuzdur.. Umitsiz olmayin, ümit " Siz " olun.. "

Kesinlikle boyle..

Hadi ama, dü$ünsenize !

Bug

edit post

Start

02:30

Guzel bir ba$langıç için, Guzel bir zaman..
Hayatımdaki en ufak deği$ikliği bile önemserim ben.. Sizde öyle yapın diye demiyorum, yanlı$ anlamayın.. Ama ben öyleyim i$te..
Hayatıma giren bir yeniliği uzun bir süre ta$ıyorum. Buna kısaca " Alı$amamak " diyenleriniz olacaktır, olmasin. Çünkü benimki " Alı$amamaktan " ileri gelmiyor. Bilakis ben bu durumu seviyorum. Bunun ya$şama sevincimi her zaman taze tuttuğu dü$üncesindeyim. Beni asıl mutlu edenlerin $u anda olup biten $eyler olduğunu biliyorum. Hatta içinde bulunduğum $artlarında bana kocaman bir mutluluk ve yüzüme sıcak bir tebessum getirebileceğini. Yok, yok sizde öyle yapın diye demiyorum. Ama ben seviyorum bu huyumu...
Ertelenen gülümsemelerin, beklenen ko$ullar olu$tuğunda anlık olmasindan endi$eleniyorum galiba.. Kim bilebilir.. O uzun süre gerçekle$mesini beklediğim ko$ulların, bir cabuk rutinle$mesinden, sıradanla$masından korkuyorum..
Çünkü bir çuval paradan hemen sıkılmanin, en güzel kadından 15 günde bıkmanın, en havuzlu villanın havuzu olduğunu birkaç ayda unutmanın hatta " büyük ihtimalle" unutulacağının mumkun olduğunu biliyorum. Bu yüzden ya$ayabildiğim $eyleri uzun uzadiya, doyasiya ya$amayi seviyorum.. Son cep telefonumu 3 sene kullanmı$ olmayi seviyorum.. O telefonun 3 sene boyunca aynı melodi ile çalmı$ olmasını seviyorum.. Evimin balkonuna her çıktığımda, her sabah i$e gittiğimde gulumsemeyi seviyorum. Tabiiki 23 senedir bu hayata alı$amamı$ olmayı seviyorum birde..
Yok yanlı$ anlamayın, sizde öyle yapın diye soylemiyorum..
Ama yinede bir du$unun isterseniz..Ben yaptım memnun kaldım, sadece bu yüzden soyluyorum..



Bug










edit post