19 Ekim 2010.. Hayatım boyunca ya$adığım en ama en keyifli ak$amlardan biri.. Öyle özel bir$ey var sanmayın sakın, gayet rutin geçen bir günün ardından gelen a$ırı duygusallık hissi belkide, kimbilir.. 


Odamdan bir kolonu kapının önüne çıkartıp, sesin bedenimi biraz daha ele geçirmesine izin veriyorum. Ses yükseliyor, yükseliyor ama giderek uzakla$ıyorum o çok sevdiğim sesten.. Mutfağa doğru yürüyorum. Gözlerimi kapatmı$, sağ elim ile ritm tutarken buluyorum kendimi bir anda, hatta mütemadiyen.. 


Camı açıyorum, sigara dumanından boğulan mutfağın biraz rahatlamasını amaçlayarak.. Yok ! İ$ler hiç tahmin ettiğim gibi gitmiyor, ben mutfağa doğru açıyorum pencereyi, pencere sanki içimde açılmı$çasına rahata eriyor ve ürperiyor vücudum.. Ve evet... Her$ey bundan sonra ba$lıyor.. 


Soğuk oldu, bir$eyler giymeliyim üstüme.. 


Kendimi korumak için sırtımı pencereye dönüyorum, o anda çalan $arkı çarpıyor suratıma.. 


" Allı turnam, bizim eve varırsan... " 


Hemen yan tarafa atıyorum kendimi, silkinerek etrafa bakıyor, buzdolabının kapağını açıyorum. 


Lanet Olsun ! 


Önce rüzgar, sonra müzik ve $imdi de soğuk !


Telkin etmeliyim, alı$malıyım ummadığım anda kar$ıla$mak zorunda olduklarıma...


Bir parça eti alıyorum dolaptan, yava$ça yatırıyorum tavaya.. Ne komik, sanki çığlık atıyor mutluluktan. Evet.. Bunu dü$ündüğüm için gülüyorum kendime,  ve yine.. Anlıyorum ki zamanı gelmi$.. 


Soğukla kar$ıla$mak pahasına tekrar açıyorum dolabın kapağını, eğilip $i$eyi alıyorum.. Sonra salonun yollarını a$ındırıyorum, vitrinin camını yava$ça yana kaydırıp dedemden kalan kristal Rakı bardaklarını alıyorum.. $ımartmalıyım kendimi.. Ufak bir duraksama, dü$ünüyorum.. Dedemi...


Tekrar müziğe takılıyor kulağım ; 


" Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım.. " 


Et Yanıyor ! Hızlıca mutfağa gidip, bulunduğu zor durumdan kurtarıyorum.. Bardakları yan yana koyup, $i$enin kapağını açıyorum. Biliyorum $i$enin içinden çıkmak istemeyecek.. Yine de deniyorum $ansımı.. Yok... $i$enin kıçına vurulan birkaç darbenin ardından, nihayet Rakı bulu$uyor hatıraların dolu olduğu bardak ile.. Elim yandaki bardağa gidiyor.. Salak diyorum kendi kendime.. Yalnızsın bu ak$am, su koyacaksın ona ! 


Rakımı mutfaktaki, eski ah$ap masaya alıyorum, ak$am aldığım mezeleri de pek tabii.. Ah be amca ! biraz da muhabbetinden koysaymı$sın ya diyerek gülüyorum kendi kendime.. Unuttum ! Meze falan bahane, asıl meze Kırmızı Pancar Tur$usu...


Et pi$ti, mezeler hazır, rakımı koydum ve sofraya oturdum..


Ne yapacak bir$ey var ne de yapmak istediğim.. En iyisi müzik dinleyeyim.. 


" Sağ olsam gelmez idin, öldüm de yasa mı geldin ? " 


Ben dü$ünüyorum.. Geçmi$i, $imdiyi, geleceği.. Bir çıkmaza giriyorum biliyorum ama hiç karamsar değilim. Zira girdiğim bu çıkmaz belli bir süre beni içerisinde barındıracak kadar büyük. Kim bilir ki, belki yakında duvar yıkılır.. Biz de olurda, duvarın altında kalmazsak devam ederiz yolumuza.. Biz ? Ben, keyfim ve kahyası..


Çok yazasım geldi, $imdi biraz yazı yazayım diyor ve sarılıyorum kaleme.. 


Mutluluklar :)

edit post

7 Reply to "Kırmızı Pancar Tur$usu.."

  • UndefinabLe© on 19 Eylül 2010 23:56

    19 Eylül ;)
    Dikkat et kendine, anılarına, geleceğine.
    Mutlu ol hep arkadaşım ^_^

    Öperim
    -D-

     

    Gökkuşağındaoturankız on 20 Eylül 2010 01:17

    Ohhh yarasın be bugi
    yaşadığın keyif bana bile geçti =)

     

    perikizi on 20 Eylül 2010 02:33

    Napmışşşın olum sen :) efendi ol!

     

    zey0zey on 21 Eylül 2010 05:57

    ne keyif verici bir yazıydı

     

    Bugra on 21 Eylül 2010 07:06

    D, Sende mutlu ol hep :)

    G, Biraz da olsa geçirebildiysem ne mutlu bana :)

    Periii, geliyorum :)

    Zey, te$ekkür ederim. Keyif aldığını görmek bana da keyif verdi :)

     

    Asli :) on 21 Eylül 2010 09:31

    Güzeelldi :)

     

    Anonymous on 22 Eylül 2010 12:03

    Bakkk, bakk, bakkk... :)))

     
  • Yorum Gönder